Marka tescil sahibinin veya marka hakkı sahibinin izni olmaksızın, markayı taklit etmek, örneğin; yazılı ve görsel reklamlarda, tabelalarda, ürün etiketlerinde, ürün ambalajlarında, online satış platformlarında kullanmak, bu kullanım ile satış yapmak ve ticari alanda herhangi bir şekilde markanın aynısını veya karıştırılma ihtimali yaratacak benzerini kullanmak marka hakkına ihlali anlamına gelebilecek fiillerdir.
Marka hakkı, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ile yasal koruma altına alınmıştır. Marka hakkına sahip olanlar, Türk Patent Kurumu’na marka tescil başvurusu yapabilir, markanın tescil edilmesi halinde başvuru tarihinden itibaren 10 yıl süre ile marka korumasından faydalanabilirler. Tescil edilen markanın sahibi, bu süreyi her 10 yılda bir yenileme talebi ile yenilenmesi halinde tescil süresi boyunca marka korumasından faydalanmaya devam edebilecektir.
Marka Hakkına Tecavüz Sayılan Haller
Bir markanın, marka hakkı sahibinin izni olmaksızın, haksız bir biçimde kullanılması halinde marka hakkına tecavüz eyleminden söz edilebilir. SMK m.29’a göre;
Marka hakkına tecavüz sayılan fiiller
Madde 29- (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
- a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
- b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
- c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Marka hakkında tecavüz sayılan fiiller yukarıda sayıldığı şekilde gerçekleşebilir. Marka hakkında tecavüz halinde başvurulabilecek çeşitli hukuki yollar mevcuttur. Bu hukuki yollardan bazıları şunlardır:
- Tecavüzün Tespiti Davası: Marka hakkında tecavüz fiilinin oluşup oluşmadığına ilişkin tecavüzün tespiti davası açılabilir.
- Tecavüzün Önlenmesi Davası (Tecavüzün Men’i): Henüz gerçekleşmemiş ancak gerçekleşmesi muhtemel olan tecavüz fiilinin önlenmesi ve muhtemel etkilerinin ortadan kaldırılması amacıyla açılabilir.
- Tecavüzün Durdurulması Davası (Tecavüzün Ref’i): Meydana gelmiş ve/veya devam eden tecavüzün fiilinin durdurulması talebi ile dava açılabilir.
- Tazminat davası: Marka hakkı ihlal edilen hak sahibi, marka hakkına tecavüz fiili sebebiyle uğradığı zararın tazmin edilmesini talep edebilir. Zararın tazmini bakımından tazminat miktarı hesaplanırken fiili zarar ve yoksun kalınan kazanç değerlendirilir.
Marka Hakkının İhlali Davalarında İhtiyati Tedbir
Marka hakkının ihlal edilmesi sebebiyle açılan davalarda, dava sonuçlanana kadar geçen sürede ortaya çıkması muhtemel zararların önlenmesi amacıyla, mahkemeden ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilebilir. İhtiyari Tedbir talepleri şu doğrultuda olabilir;
- a) Davacının sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin önlenmesi ve durdurulması.
- b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilerek üretilen veya ithal edilen tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara ya da patenti verilmiş usulün icrasında kullanılan vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dâhil, bulundukları her yerde elkonulması ve bunların saklanması.
- c) Herhangi bir zararın tazmini bakımından teminat verilmesi.